2 Mayıs 2010 Pazar

8 Mart


İstanbul’un en erkek okulunun, en erkek bölümlerinden birinden mezun olan ve eşitlikçi bir ailede büyümüş, kadın inşaat mühendisi olarak Dünya Kadınlar Günü’nü eskiden saçma bulurdum. Bu aymazlığın sebebi insana 23 Nisan’da çeşitli makamlara oturtulan ilkokul çocuklarını hatırlatması ve zaten doğal hakkımızı almak için farklı olduğumuzu belirtmemize gerek olmadığını düşünmemdir. Oysa insan kendi varoluş derdini bir süreliğine bırakıp başka dertlerle hemhal olunca anlıyor ki aslında bulunduğu toplumda ve tüm dünyada yaşanan sorunların çoğu aynı temele mesnetlenmiş. Korkunun çektiği tetikle, erk sahibi tarafından ötekileştirilen ve linç kültürünün hedefi haline getirilen, “değerli insan” sınıflandırmasında üst sıraları hep başkalarına kaptıranlar, kadınlar, siyahlar, azınlıklar, akıl hastaları, eşcinseller, çocuklar olmuş.
Daha kötüsü ise azınlıkların birbirini dışlaması, kadınların erkeklerin rolünü üstlerine alması yani mazlumun bir süre sonra zalime dönüşmesi. Aklıma gelen bir kaç örnek şöyle; CHP İzmir milletvekili Canan Arıtman’ın Cumhurbaşkanı Gül’ün annesinin Ermeni olduğunu negatif bir duygu ile söylemesi, sonradan Türkiye’ye göç edenlerin aidiyet duygularını tatmin etmek için kendilerini “en vatandaş” addedip ülkenin sahibi olarak görmesi, Harvey Milk’in filmi de yapılan eşcinsel hakları mücadelesi sırasında karşısına çıkan ve erkek kanunlarını koruyan en önemli sözcülerden birinin Anita Bryant isimli kadın olması.
Oysa hepimiz aynı gemideyiz. Evlendiğinin ertesi sabahı veya erkek dünyasıyla karşılaştığı anda erkek kurallarına uymak zoruyla devcileyin bir “kadın”a dönüşen kızlar da o geminin kamaralarından birinde yaşayan Gregor Samsa’dan farklı değil. 8 Mart’ın 100. yılında sadece kadınlar adına değil tüm insanoğlu için sorulmasını istediğim Maria Puder’in Kürk Mantolu Madonna’da sorduğu gibi; Niçin erkin yalvarışlarında bile bir tahakküm, ezilenin reddedişinde bile bir aciz bulunacak? Niçin haddimizi bileceğiz?
*Bu yazı 8 Mart 2010 Birgün gazetesinde yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder