1 Mayıs 2010 Cumartesi

Birlikte yaşamak...


Mardin... Bir yanda cami bir yanda kilise...

"Güllerin bedeninden dikenleri teker teker kopartırsın
dikenleri kopardığın yerler teker teker kanar.
Dikenleri kopardığın yerleri bir bahar filan sanırsın
Kürdistan'da Muş-Tatvan yolunda bir yer kanar
Eşkıyalar kanar, kötü donanımlı askerler kanar
el ele gittiğimiz bir yolda sen git gide büyürsen
benim içimde beklemiş çok eski bir yer kanar"
Turgut Uyar

Bugün dünyanın "çok kültürlülük" diye anlattığı kavram bu toprakların yabancısı değil.
Binlerce yılın tecrübesi, görgüsü var, bu düzene dair...
Dünyayla beraber bizde de yeni keşfedenler var ya işte ona yanmamak mümkün değil..
Bir dergide okuduğum dinlerin, dillerin kucaklaştığı Mardin'le ilgili satırların üstüne bir şey eklemeye gerek kalır mı acaba...
.......
Mırramı içerken elinde bastonu, yaşlı bir teyze göründü merdivenlerde, zorla tırmanıyordu.
Yerimden kalktım, elindeki torbayı aldım, koluna girdim, merdivenleri çıkmaya başladık.
Kahvenin de olduğu düz alana gelince, "Tamam " dedi Arapça, "Etşekkerik" (teşekkür ederim)!
Ben de Arapça cevapladım onu, şaşırdı.
"Ya Kürt ya da Türk'sün diye düşünmüştüm, demek Arap'sın."
Güldüm. "Süryani'yim" dedim.
"Eyş tıfrik" (ne fark eder) dedi.
"Motifrik şi" (bir şey fark etmez).
"Haklısın teyzeciğim", dedim ve söylediği özlü sözü Türkçe, kendimce tekrarladım:
"Türk- Kürt-Arap-Süryani ya da Ermeni. Ne fark eder?"
Müzik yazarı Naim Dilmener'in National Geographic Aralık sayısındaki yazısından...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder