2 Mayıs 2010 Pazar

Diyarbakırspor başkanı himmet mi bekliyor?


Diyarbakırspor, Gaziantepspor'a dış sahada yenildikten sonra başkan hemen oracıkta yönetim kurulunu toplayıp kararını verdi: "Takımı ligden çekiyoruz, Galatasaray maçına çıkmayacağız. Blöf yapmıyoruz, ırkçı sloganlar durmadıkça oynamayacağız."
Düşüncemizi sonunda değil hemen söyleyelim:
"Sayın başkan bu kararı almak sizi de yönetim kurulunuzu da aşar."
Nitekim eğrisi doğrusuna geldi ve karar geri çekildi.
Üstelik maç çok temiz geçmiş, hakem hatalı değil, Diyarbakırspor son dakikalarda iki golle maçı kaybetmiş...
Maç sonrası tartışma çıktıktan sonra bir grup slogan atmış hepsi bu...
Olan biteni anlamak aslında çok zor değil?
Diyarbakırspor Başkanı himmet bekliyor. Sporun ve mücadelenin hakkını vermek yerine "mağduru oynamak" istiyor.
Evet, bu kadar net...
Doğru, Başkan çok zor koşullarda bir takım yarattı, iki günde ortaya çıkan takımın parası ödenmiyor... Uçan kuşa borçları var... Üstelik gidilen her yerde ki... Bu yıllardır böyle, ırkçı sloganlarla karşılanıp terörist muamelesi yapılıyor...
Ama bir dakika...
Türkiye artık eskisi gibi tepkisiz değil...
Çok değil bir ay önce Bursaspor maçında Diyarbakırspor'a yapılan çirkin saldırı, Türkiye'yi ayağa kaldırdı.
Köşelerde, "Diyarbakır ligde istemiyorsanız Türkiye'de istemiyorsunuz"la başlayıp "Bu ülkenin mozaiğini bozmayın"a varan birbirinden sağduyulu sesler yükseldi. Uğur Dündar, Diyarbakırspor formasıyla ana haberi sundu. CHP Genel başkanı Baykal, Diyarbakırspor formasıyla memleketi Antalya'da maça gitti. O hafta Diyarbakır'la maçları olan kulüp başkanları yeşil kırmızı forma giydi.
Başkan açık oturumlara davet edilip konuşturuldu. Bu aslında ona ve Diyarbakırspor'a sahip çıkmak demekti...
Sözü yine buraya getirmek üzere şöyle 13 yıl önceye bir dönelim..
1996 yılının 25 Mayıs'ı... Birinci lige yükselecek üçüncü takımı belirleyecek maçta Diyarbakırspor ve Zeytinburnuspor, Ankara'da play-off maçı oynuyor. Ertesi sezon Galatasaray'a gelecek Ümit Davala'da Diyarbakır forması giyiyor.
İstanbul'dan gidip izlediğim maçta Zeytinburnuspor, Diyarbakırspor'u 1-0 yenip birinci lige çıkıyor. Basın tribününde Emin Çölaşan da var. Ve ertesi gün Hürriyet gazetesindeki köşesinde "Diyarbakırspor'un bir şekilde birinci lige çıkarılması gerektiği, bunun terörle mücadelede çok önemli olduğu" şeklinde bir yazı yazıyor. TV'lerin ana haber bülteni ve gazetelerin birinci sayfası Diyarbakırspor'un durumunu tartışıyor.
Ortam o kadar sevimsiz ve spordan uzaklaşıyor ki dayanamayıp o günlerde Cumhuriyet gazetesinde "Generalin himmeti ve Diyarbakırspor" başlıklı bir yazı yazmıştım.
12 Eylül darbesinin generali Kenan Evren'in isteğiyle Türkiye Kupası'nı kazanan Ankaragücü'nün birinci lige çıkarılmasını örnek gösterip "bunu mu istiyorsunuz" demiştim.
Oysa 1970'li yıllarda birinci lige çıkan Diyarbakırspor, Doğu ve Güneydoğu'nun tek temsilcisi sıfatıyla inanılmaz bir sempati toplamıştı. "Yeşil kırmızı Şarkın yıldızı" sloganıyla İstanbul'da üç büyüklerle oynadığında taraftarı İnönü Stadı'nın yarısını doldururdu.
Şimdi yıllar sonra aynı soruyu sormak gerekiyor: Gerçekten istenen bir himmet mi?
Eski Yunan'da sporcu yere düştüğü zaman topraktan aldığı güçle doğrulur ve mücadeleye yeniden başlarmış...
Başkan Çetin Sümer, sporun ve onun verdiği gerçek değerlerin içinden kalmalı...
Akıl aldığı, yolundan gitmeye çalıştığı kişileri de iyi seçmeli...
Spora "Kazanmak için her yol mübahtır" felsefesiyle bakan memleketlisi Aziz Yıldırım'ın yerine Diyarbakır'ın yetiştirdiği ünlü ozan Ahmed Arif'e kulak versin...
"Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol.
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder