1 Mayıs 2010 Cumartesi

Terim'in istifası: Şeyh uçmaz, müritleri uçurur


Fatih Terim en sonunda ayrıldı. Ayrılmalıydı çünkü milli takımda misyonu bitti. Aslında farkında değil ama Türkiye'ye döndüğünden beri  sürekli düşüyor. 2002'de Galatasaray'ın başına geçtiğinde basın toplantısında gözlük sapını ağzına koyarak soruları yanıtlarken ki görüntüsü aklımdan gitmiyor. İçimden bir an "bu kibir iyi değil, hiç de iyi olmayacak" diye geçirdiğimi anımsıyorum. Nitekim öyle oldu, başarıya ve öğrenmeye aç Terim gitmiş yerini "her şeyi bilirim ve öğretirim" diyen birine bırakmıştı. Kötü transferler ve kötü sonuçlarla sezon sonu beklenmeden 2004 sezonunun sonuna dağru ayrılmak zorunda kalmıştı. Yeniden milli takıma döndüğünde de işler iyi gitmedi. 2006 Dünya kupası play of maçında İsviçre ile çıkan gerginliğin baş nedeniydi. Zor da olsa gidilen 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Hıncal Uluç'un deyimiyle 7-7 atılan zarlarla yarı final oynattı. Birçok maçın son dakikalarda çevrilmesi başta türlü nasıl açıklanabilir. Bu eleştiriler onun hala Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük ve en başarılı teknik direktör olmasını engellemiyor ama ego ve kibir orada durdukça işi çok zor.
Birikimi ve inanılmaz hırsıyla daha çok şey yapabilir ama önce kendiyle hesaplaşması lazım...
Yunus Emre'nin dediği gibi
"Sen kendini bilmezsin
Bu nice okumaktır..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder