1 Mayıs 2010 Cumartesi

Hoş bir seda


"âvâzeyi bu âleme dâvûd gibi sal.
bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş"
Baki

Özhan Canaydın da veda etti şu fani dünyaya... Galatasaraylıların Özhan Abi'siydi o... Yıllar yılı tribünde ve camianın içinde bulundum. Onun kadar sevilen ve bir o kadar da eleştirilen bir başkanı hatırlamıyorum. Duygusal biriydi ve hep içine atıyordu... Benim de bazen çok kızdığım dönemler olmuştur ama centilmenliği gerçekten inanılmazdı. İki gündür ardından yazılanları okuyup, onu iyi tanıyanlardan dinleyince şimdi daha iyi anlaşılıyor... Çok emek verdiği yeni stadı göremeyecek olması da içime çok oturdu... Cenazesinin fabrikasının içine götürülüp işçilerden hellallik istemesi de gözlerimi yaşarttı.
Ona rahmet dilerken Hakan Şükür'ün yine bütün bunları fırsat bilip intikam duygularıyla konuşması da ne acı... Hayatı boyunca sürekli mağduru oynayan bu zavallı ne kadar acınacak durumdaydı yine. İnanamadım, her şeyi ama her şeyi kendi üstünden bir şeyler ima ederek mağduriyete çeviriyor.
"Özhan Canaydım ona neler neler söylemiş bir bilseniz" diye başlayıp konuyu kendine getiren bu adam Canaydın'ın mağrur, onurlu ve saygınlığını görüp ders almıyor mu, almayacak mı?
Girişte alıntı yaptığım Baki'nin, herşeyin gelip geçici olduğu bu fani dünyada, bireyin kendisini hatırlatacak, iyi bir şekilde anılmasını sağlayacak işler yapmış olmaktan başka geride bir miras asıl bırakmanın önemine ve bunun dışında her şeyin zaman içinde yok olup gideceğine vurgu yapan bir şiirini dönüp dönüp okusa... Ama o şişik egosu ve küçük hesaplar peşinde oldukça çok zor çok..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder